19 Aralık 2011 Pazartesi

Salvation

İlginç bir hafta oldu. Son on günde eski hayatıma her anlamda daha bir döner gibi oldum. Yahut olduk. Evde yabancı birisinin olması kolay değil, ama kar-zarar düşünüldüğünde hiç mi hiç yabancılık çekmiyorum kendisine. Evde artık bir bakıcı var, zaten o oğlanla takılıyor genelde, biraz suçluluk duymuyor değilim. Sanırım bilinç dehlizlerine nakşedilmiş bir öğreti var. Zevk almak için acı çekmek lazım, din kaynaklı olabilir. Yani ne bileyim, oruç tutmak, kefalet, kurban vermek, ne derseniz deyin, eğer mutluluğa kolay erişirseniz hakkınız değilmiş hissi geliyor, veya getiriliyor. 


Bizim bakıcımız var, evet çocuğun pis işleriyle artık o ilgileniyor, ne bileyim alt değiştirme, üstünü değiştirme, uyutma vs. Biz mi? Biz bol bol seviyoruz, oyun oynuyoruz, hem de diğer işlerle tükenmediğimiz için bir yerine iki oynayabiliyoruz. Fakat orda duvarın köşesinde sinsi fısıltılar geliyor ''ama ama anne babalık bu değil ki'' o zihniyet bu şekilde anne ve babanın sabrı öğrenemeyeceği, sorumluluk kazanmayacağı üzerinden vuruyor. Tamamen görmezden gelinebilecek görüşler değil, haklı olabileceği yönler var. Fakat tekrar ediyorum, neden mutluluk için feda edilmesi gereken şeyler var. Ahlak mı? Bu anlattığım konuda ahlaksızlık nerede, mahvolmuş bir anne yerine mutlu, uykusunu almış, çocuğuyla kaliteli zaman geçiren bir anne veya baba yeğ tutulmaz mı? Ama hep iyi anlar yaşayan anne baba, zor anlarda yeterli dirayeti gösterebilir mi? Evet boş zamanlarımızda kendimize sıkıntı yaratalım seansımızın bu aralar konusu bu. Kurtuluş yok bana!


Çenem yarıldı, evet boydan boya çene kemiğime kadar. Sigarayı bırakmam, kış sebebiyle denize çıkamamam, beni daha ulaşımı kolay sporlara yöneltti. Evet bu kilolar nasl gidecek stresiyle, başarı stresi birleşince, çenemi elime verdiler. Dün gece ameliyathaneye ilk defa roller değişik girdim ki ilginç bir hismiş.

Yıllar sonra ki yaklaşık 2 yıl oldu facebook hesabımı açtım, amma değişmiş. Güvenlik olayını facebook her işlemi size onaylatarak çözmüş, yarın bir sorun çıkarsa ama sen böyle istedin gibi. Diğer yandan amma evlenen çocuklanan olmuş onu anladım. Hayırlı olsun.

Liste sevdiğim bir liste, tekrarlar var. Bu hafta beni goodbye tüketti. Bad actors with bad habbits, goodbye. 13&god ise oğlumla favorimiz. 


Bu da sabah sabah mala bağlatan, belki de uzun süredir yazmazken yazma ihtiyacı doğuran.

Hiç yorum yok: