31 Mayıs 2010 Pazartesi

Yüksekliğime ve kuruluğuma, cheers...

Evet İstanbul Ankara ile kıyaslanacak olursa 
Hem alçak hem de ıslak
Fuck-at anladım ki burayı ordan, bir diğer yeri de burdan daha çok seviyorum

Kötü bir kongre oldu benim açımdan
Hayatta en nefret ettiğim şey (tabi bu değil de ağız alışkanlığı) yazın soğuk algınlığı...
Ağzım yüzüm yeni indi
Bir de çok kötü beslendik orada hesaplamalarıma göre klinik olarak 5 günde 1 bizon tükettik, öghhh
Bir akşam da sanırım yaverimi de kaçırıp otelden Ankara'nın tamamına yetecek 
buzlu çay içtim ki o beni deviren son darbe oldu


Bana göre olmayan işlerle uğraşınca veya uğraşmak zorunda kalınca (siyaset bana göre değil) kafaya takıp, immün kamikaze hücreleri sayesinde pıt düşüveriyorum.
 
Ayrıca Sezen konserine gittim, daha doğrusu götürüldüm.
Sezen abla Aysel Güreli anarken insanın mertebelerinden bahseti ve AG yi en üst mertebeye oturttu
Aysel Gürel yaptıklarının takdir edilmesi korkusundan tamamen arınmış, onu ne mutlu ediyorsa onu yapma mertebesine erişmiş. Kıskandım şöyle derin derin düşününce (Aysel the Eckhart)
Neden türk müziği dinlemediğimi, dinleyemediğimi de anımsattı bana
Bu hor görme değil, çok farklı dinamikleri var
O mertebeye ulaşırsam anlatırım
 
Bu arada İndis the day faker (pazartesiyi salı hissettiricisi diye açalım da...) sormuşlar


Baya düşündüm, Aysel geldi aklıma ve cevabım:


Hayal kuramamayı olabilir mesela, eğer becerebilecek olsam
Aaaaa olur mu demesin kimse, dilek benim dileğim


Bugün böyle oldu liste

Bu arada bazı kısıtlamalara mecbur kaldım, adımı gugılayz ederek ulaşacak kimseyi istemiyorum bu ara en azından bu ay.

Hiç yorum yok: