En sonunda taşınma belası sona erdi. Bela diyorum ama bazı iyi yönleri de var. Yıllardır hiç görmediğiniz resimlere bakılır yerleşirken, unutup kaybettiğinizi düşündüğünüz mektuplar kartlar bulunur vesaire... Benim için de dün odamı yerleştirirken öyle oldu, neredeyse son 15-20 yıla ait şeylere göz atma şansı yakaladım.
Eskiden ciddi anlamda, arıza düzeyde komik bir adammışım. Kendi kendime güldüm baya, evdekiler de film seyrediyorum sanmış, o derece güldüm
Hafıza yetmiyor gerçekten kayıt tutmak güzel şey, tek sorun yazılı metinlerin korunma sorunu, bilgisayar resim, yazı, not ne varsa saklıyor ama aynı şey değil, en önemlisi bilgisayarda alt metni zenginleştiren çubuk adamlı konu anlatımları yapamıyorum, baktım acaip başarılı demonstrasyonlar yapmışım...
Bu evi sevdim bu da tarihe not olarak düşülsün, her ne kadar yaşadığımız en problemli taşınma da olsa, bakmayın profesyonel dedim övdüm adamları ama taşınma sonrası anladım ki nakliye firmaları kadınlar gibi makyaja giyim kuşama aldanmamak lazım, fake beauty oranları yüksek yani
Bir de emlakçı tayfası var ki, gaddar olmayan beni!!!! bile pamuk prens halimden çıkarıp bir Jigsaw ya da dur daha iyisini buldum Dr. Lecter'a dönüştürebiliyorlar. geçen pazar kapıştım birisiyle uluslararası marka bir emlak ofisinin patoniçesi kendi işini benim işime eş koşunca dayanamadım, en son teyze alt dudak sarkık gözler nemliydi, zevk almadım o halinden ama detaya girmeyeceğim çok istedi bunu, ben ise daha rahatlayamamış olmalıyım ki 2-3 gün Saw filminde bile aşırı kaçabilecek senaryolar yazdım kendileri için
Perşembe C uzman oluyor, arkasından 1 hafta tatil, dönüş konser tekrar tatil!!! Yazınca güzel duruyor ondan yazdım:)
Akşam sinema, filmi hiç bilmiyorum, umarım iyidir bu ara çünkü okuduğum kitap, seyrettiğim filmler aldığım konser dvd leri hep iyi çıktı. Sanki film kötü çıkarsa virajda tekeri patlatan çakıl taşı gibi olacakmış da tekrar kötü gidecek hissi var. Aslında tamamen denge işi bak bu saydıklarım iyi giderken eş zamanlı asosyalliğin dibine vurmuş, operasyonel anlamda kaybı bol bir dönem, bunlar düzelse paragrafın başındakiler averaja düşüyor. İlginç.
Film demişken dün şans eseri gecenin köründe digitürkte süpper bir film izledim, gece gece ağız dolusu küfür ettim, biraz bizim mesleğin medikal dışı karanlık yanı iyi yansıtıldığı için, 1950 amerikasının haksızlıkları falan, vuranla vuran, sövenle söven ki buna anneanne tarzı seyrediş deniyor, bir film seyircisi oluverdim. Bu tarz film seyredişten alınan zevke doyum da olmuyor hani. Çok konuştum bu da liste olsun...
Once in a while,
Two people meet
Seemingly for no reason
They just pass on the street.
Suddenly thunder showers everywhere
Who can explain the thunder and rain
But there's something in the air.
Bu ara evin şarkısı bu yukardakidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder