E şimdi ne oldu, o kadar karasal iklimi gezdik ve İstanbul? Son 4-5 yıldır iyiydi ilişkimiz ama bu sene hele ki son 3-4 gündür, ihanet etti bana, arkadaş bu ne resmen eriyip akıyorum, zaten sıkıntıya gelemem hemen kızarır terler bünyem, bir de sigaraya son kampanyası iyice darlandım. Evet, bu sefer ağır toplum baskısı, ve babalık bilinciyle, aslında aralık 2010 için verdiğim sözü tutmaya ve yıllar süren seviyeli seviyesiz ilişkimizi bitirmeye karar verdim püf püfle. Daha önce biri 1 ay diğeri 6 ay iki denemem olmuş, her ikisini de kendimce haklı olarak adam öldürmemek için sona erdirmiştim. Sakin ve şevkatli bünyeme iyi gelmiyor ayrılığımız-dı. Bu sefer efendi gibi gittim sigara bırakma polikliniğine, bir test yapıyorlar, bağımlılık düzeyi ölçümü için, ben zaten bakmayın gönüllü gibi olduğuna şefimle ve onun zoruyla gittim. Test sizin bağımlılık düzeyinizi belirlemek içinmiş, ben 10 üzerinden on tam not aldım, kemal abi 7 de kaldı, sanki bir bokmuş gibi, nasıl koyduk selamı çaktım ama utandım sonra ulan sana tam bir bağımlısın diyorlar bilimsel olarak sen sırıtıyorsun dedim kendi kendime, abi dedim sinirden oldu o sırıtış ve el hareketleri, o da bi bozuldu sanki ulan ben şefim bu on aldı ben yedi gibisinden, yahut bana öyle geldi. Neyse alıyorlar testi bakanlığın özel bir sayfası varmış ve oraya giriliyormuş sonuçlar, bir de sağlık soruları var işte kronik hastalığın var mı? başka ilaç kullanımı var mı? daha önce sigara için ilaç kullandın mı? madde veya alkol bağımlılığı var mı gibi. Onu da dolduruyorsun ve haber bekliyorsun, hangi ilacı kullanacağınız, bir yazıyla merkezden belirleniyor ve size ücretsiz veriyorlar, yanında kontrol günlerinizin olduğu bir de form gelmekte. Bana Champix, K abiye Zyban çıktı. Başladık bakalım, Yan etkileri konusunda tedirgin olsam da, başka çarem yok gibi geliyor. İlk 8-14 günde bırakmanız gerekiyormuş, ben kendime 14. günü seçtim önce sonra 10'a düşürdüm, haftasonuna geliyor, yatarım evde ilişmem kimseye diye düşündüm. Babalık zor zanaatmiş, onu anladım. Meine ugly boy, acaip büyüdü, 2 hafta oldu görmeyeli, resimlerle, videolarla, skype'la avunuyoruz, koymuyor desem yalan olur, büyürken yanında olamamak zorlaşıyor gün geçtikçe, böyle mutlu diye, bak bu lafı kullanmak istedim yıllarca ve geliyor '' baba yüreğime taş basıyorum'' ehh be kim tutar beni, daha kıdemli evliler ise her ne demekse yaz bekarı diye bir laf türetmişler, aha ulan ah diye imrenir gözlerle bakıyorlar ama ben onların hij mi hi anlamıyoo.Bu da minik adamımın son hali, çok yandı, bronzlaştı, az önce geldi, sıcak sıcak resim. Çok muhlis bir dev kendisi, as i mentioned before, he is huge. Kumsalda yaşıtı kızlar geliyormuş, yarısı kadar, kız çocuğu tabi, daha ilgili etrafla, el mel uzatıyormuş bizimkine, yok, diyor annesi, ya havaya bakıyor, ya pis pis bakıyor, ya da dalga geçer gibi çekip ayağını emiyormuş. Ulan az sosyal ol kime çekti ki bu herif?
Geçen hafta şans eseri, kelebek melebek incelerken, inci kaynaklı, bir hikayeye rastladım. Gerçekten şaşırttı beni, aynı Lost gibi, gece saat üçe kadar uyumadan bitiriverdim hikayeyi, tabi bitirdim dediğim, günümüze yetiştim. Yoksa hala devam ediyor öykü. Öykü based on a true story ve bir aşk hikayesi, olay alanyada geçmekte, ve şimdilik 4-5 sene anlatıldı. Şunu iddia edebilirim ki, zaman zaman fazla oryantal gelse de bu kadar iyi anlatım uzun zamandır görmedim. Benzetmelerde zaman zaman koltuktan düştüm,gülmekten özellikle futbol dinamikleri, ritüelleri bir aşk hikayesinde durum anlatımında nasıl kullanılır, bittim resmen, zaman zaman da durduk yere, anlayın işte :(... Bence mutlaka okuyun, bu inci sözlükte yazan birisinin amatör bir girişimi değil, yarın birgün çıkar çapanoğlu, silinme ihtimaline karşılık, filtre miltre az kaldı, çıktısını da aldım, filtreleyip sadece yazarın yazılarını okursanız 36 sözlük sayfası, eğer sözlük formatında yorumlar da olsun derseniz, 400 civarı, tamam sadece yazarı okumak bile yetiyor ama, inci formatında biraz bel aşağı yorumlarla okumak, veya duygulanan piç!!leri okuyup, panpamsın mk yorumları, ne bileyim, sanki lisede yakın arkadaşlara, duygusal türk filmi seyreder gibi oluyor. Ben çok ama çok sevdim, başta da dedim biraz arabesk, ama çok sağlam kurgu, Hem biraz arabesk olan ne çirkin ki, işte o biraz da bitiyor iş. Baştan söyleyeyim, çok ama çok küfür var, o da inci jargonuna uysun diye sanırım. Elitist olmayın bakalım, tapınılan Salinger veya Palahniuk ergenlerinden farkı yok, kelebeğin.
Hikayenin ismi Anlatsam mı, anlatmasam mı? bu 18+linki, yorumlu olan:
Bu parazitsiz olan form, sadece yazarın entryleri var:
Hmmm yazarın mahlası hakkında yorum yapamıyacağım, ama kendisi çok yetenekli, başta bu ne acaba derken ortalara doğru bağımlı oluyorsun. Amma övdüm değil mi, para almış gibi:) Bilmiyorum ki, çok benzeşen yönümüz olmasa da lise yıllarıma döndüm, hatta ortaokul, o küfür etmenin, büyüme sayıldığı, hormonların etkisiyle kırolaştıkça kırolaştığımız yıllar.
Musikisel işlerde, bu ara management ve two doors çok dinlemekteyim.
Bayadır yazmıyorum, bir de gıdasal ek yapayım, eğer türk kahvesi seven bünye sahibiyseniz, ben gibi, küçük bir önerim olacak. Çok gezen ve her gezdiği yerde yemek yiyen bünyeye ikram geldi, kahve yanına likör bardağında, bu ne derken öğrendim ki, kahvenin yanına soda, dur dur, bu muydu deme hemen! uludağ frutti soda mı ne var, onun narlı sodası bulunuyor efenim, alınıyor bir küçük bardağa iki buz kırılıp, ice slashden hallice parça büyüklüğü olacak, soda ekleniyor ve bu sıcak havalarda kahve yanında veriliyor. Valla ben kolay beğenmem, hoşuma gitti.
ps: ön izlemede baktım, liste az cafcaflı olmuş. Renk sanırım default geldi, anlamadım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder