Daha önce de beyan edildiği üzere bu aralar ders çalışma durumları var
Zaten blog yazılarım da artmış, baktım şöyle geriye dönük
İnsan ders çalışmamak için herşeyi yapıyor
Neyse 2 gündür transplant immünolojisi çalışan biri olarak aklımda şunlar yer etti
1. Akut Rejekt: Takılan organın erkenden alıcıdan atılması diye özetleyelim. Ver ilacı sıkıntı çıkmaz. Bas steroidi yüksek doz. Çok dallanıp budaklanmasın yeter. Önceden karşılaşılmış etkenlere karşı edinilmiş antikorlara bağlı.
Burada ana tedavi hemen anlamak rahatsızlığı
Başarı %75-90
2. Kronik Rejekt: Tedavisi zor olan. Hafıza hücreleri devrede (Tcell). Geçen zamanla birçok mekanizma giriyor devreye. Genelde dönüşü yok. Hem de çok ama çok pahalı tedavisi. Akut red fazı tedavi edilmez, tanınmaz da geç kalınırsa akut faz geçiştirilse bile bu tipin görülme riski çok artıyor. Ben demedim Sabiston emmi buyurmuş.
Bugün twitter'da Sia'nın twiti gene getirdi aklıma
Acaba Humphrey'e ne oldu?
Gerçekten çalındı mı?
Yoksa namaz olmasa da evde ''abdest bozan'' muamelesi mi gördü?
You were waiting for me, adore me, you saw me as I wish the whole world would You would never hurt me, desert me or work me For all the things you thought you should You would lick the tears from my eyes when I cry How I missed you when I was gone Hurt me so to leave you deceive you I needed you I believed in you.
Oh I never meant to let you down Awake with a stake in my eye I never meant to put you down I'm trying not to fall apart
All I have are pictures and stitches and riches But money could never buy what you give Though my heart is achin' and breakin' I'm makin' The most of what you send my way I want just to hold you, unfold you, I told That I am coming back for you I know we will be okay everyday And the sun shines a little brighter
Oh I never meant to let you down Awake with a stake in my eye I never meant to put you down I'm trying not to fall apart I never meant to let you down awake with a stake in my heart I never meant to let you down I'm trying not to fall apart I'm trying not to fall apart
When we reunite we'll set a light I'm wishing with all of my mind Oh no, I never meant to let you down (awake with a stake in my heart) Never meant to let you down (I'm trying not to fall apart) I never let you down (awake with a stake in my heart) I never meant to let you down I'm trying not to fall apart.
Hayatımda, bu kadar iyi çekimleri olup, bu kadar süper oyunculuğa sahip, senaryosu ve mesajları tek tek bakılınca inanılmaz iyi iken, ne demek istediğini anlatmamak için (böyle olunca daha tirendi oluyor sanırım) inanılmaz çaba gösterilmiş çok az film gördüm. Bütüne bakınca ne var ne yok gitmiş. Bizim entel dantel takımı da yine bir ........ harükası, ne şahane anlatım, ne züper kadraj ötüp duruyorlar. İnternette bir ara sanırım facebook'ta bir ilaç reklamı dönüyordu. 2x1 ondan başlıyorum hepsine.
Hııı bazıları ne yani çok iyiydi bak şurada önetmen (y yi bilerek yazmadım) şunu vurgulamış, çekimler şundan şöyle böyle diyecekler. Kardeş (ramiz tonlamasıyla) ben yüzeysel biriyim! ben anlamadım demek ki, zaten şu kadıköyde acaip giyimli tipler oturup ''aslında postmodernizmin toplum ve bireyin vs vs vs '' diye konuşuyorlar ya onlara da kılım. Hayatlarını kaybetmeyeceklerini bilsem öyle birşey olsa hepsini öldürebilirim mesela.
Ne demek istiyorsa diyemeyen her varlığa gıcığım bu aralar. Dayanın az kaldı kurtuluşunuza
The Hurt Locker: Çok akıcıydı. Sıkmadan, boğmadan seyrettirdi kendisini. Çekimleri, sahne seçimleri. Savaş filmi değildi o kesin. Daha çok addicted to… noktalı alanı neyle doldurursan doldur filmiydi.
Avatar: İyi filmdi. Ama Oscar jurisi genel olarak ‘’iyi film’’ tanımını farklı yapıyor. Ne hatırlıyorsunuz filmden? Ne düşüncelerle çıktınız? En iyi film oscarına zayıf kaldı
An Education: Sona doğru baymasanız kadın oyuncular için seyre değer
District 9: Çok iyi filmdi. Oscarda en fazla hakkı yenmiş film. En iyi filmi alır mıydı? Avatar alsaydı kesin almalıydı derdim. HL alınca arada kaldım. Cidade de Deus çok aklıma geldi filmde. Birilerini ötekileştirince ne güzel meşrulaşıyor olaylar değil mi? The Blind Side: Oyunculuk için seyredilir. Hikaye rutin, sonuç rutin. Moral filmi…
Inglourious Basterds: Oscar??? Waltz aldı, filmden de en çok o akılda kaldı. Film yerine oyuncusu akılda kaldığına ve herkes waltzdan bahsettiğine göre… Gene de iyi filmdi
A Serious Man: Coen klasiklerinden biri. Yani genel hatlarıyla gereksiz bir film
Up: Eğer jürinin de küçüklüğünde dream bookları olsaymış, bu film kesin Oscar alırmış. Kazma juri işte. Ps i love you hatırladım vs vs. Ama ufaklığın babası iyi adam mı kötü adam mı çözemedim. Deleted scene lere mi kurban oldu onu da çözemedim. Sonda bir ana gördük o kadar!
Up in the Air: Seyirlik ama oscarlık değil. Ne alaka anlamadım.Bu aday olup alsa mahkeme kararı ile geçmişe dönük faiziyle ne filmlere oscar vermek lazım
Precious: Senaristi türk mü acaba diye baktım ama olamaz, tecavüzcü baba, bize ters, tecavüzcü ne bileyim almanyadan gelen akraba falan olsa tam uyarlama türk dizisi çıkar. Perşembe günkü diziye alternatif olur.
Oscardan önce yazmadım ki juri etkide kalmasın! HL almasa da Up veya District alsa üzülmeyecektim, ama bu 3’ü dışında biri alsa isyan ettiresi bir Oscar olurdu.