30 Haziran 2010 Çarşamba

I bring sorrow to those who love me!

Son şarkı serisinin sonuna doğru sıra geldi C.'ye
Kendisi bilen var bilmeyen var Big Boss olmakta.
Sorduğumda şöyle kıstı gözlerini, büzdü dudağını, 

C: ''Hemen mi cevap vermeliyim?''
S_B: '' Evet''
C: ''Pıff, ne bileyim seçemedim şimdi''
S_B: '' At kafadan birşey, ne geldiyse aklına''
C: ''U2 One Love olsun o zaman, ne bileyim o olsun''

Aradan günler geçti, arabadayız, yağmur var, müzik çalıyor...

C: ''Ben bu çalsın isterdim''
B: ''Nerede düğününde mi? Yok artık!''
C: '' Keh keh keh, hııı düğünümde, yok sormuştun ya bana son şarkı diye, o bu olsun isterdim''
B: ''Neden?''
C: '' Lise'deydim, tek gitmiştim sinemaya, T' la A' nun aşkına hayran kalmıştım, çıkınca yürümüştüm sinemadan aylak aylak...O zamanar x'le küs de değildik hem. Son şarkı çalacaksa o zamanları anımsatsın, evet evet süper''
B: ''Peki o zaman''


I was bruised and battered 
I couldn't tell what I felt 
I was unrecognizable to myself 
Saw my reflection in a window 
Didn't know my own face 
So brother don't leave me 
On the streets of Philadelphia 

I walk the avenue 'till my legs feel like stone 
I heard voices of friend vanished and gone 
At night I hear the blood in my veins 
Just black and whispering as the rain

On the streets of Philadelphia 

Ain't no angel gonna greet me 
It's just you and I my friend 
And my clothes don't fit me no more 
Thousand miles just to slip this skin 

Night has fallen, I'm lying awake
I can feel myself fading away 
So receive me brother with your fateless kiss 
or will we leave each other alone like this? 
On the streets of Philadelphia 

Onun aklından geçenlere yorum yapmak pek istemiyorum
Ama aklıma gelenler:

1. Philadelphia: Philadelphia, which is Greek for brotherly love (from philos, "love" or "friendship", and adelphos, "brother".

2. Walking a thousand miles:  stand and fight vs run-away gibi diyelim.
Bu da filmin trailerı

27 Haziran 2010 Pazar

Monşerler...

Servisin kıdemli 2 uzmanı bir-iki aydır bir telaş içinde
Sosyal komite diye bir oluşum var ve tek tek gezip hobileri falan soruyorlar
Bu abilerimi de onların tabiri ile punduna getirip koroya sokmuşlar!
Bana da geldiler müzik dinlerim dedim, başhekimliğin üstünde salon var, ses sistemi var
'' kendi seçtiğiniz şarkılarla bir dinleti yapmak ister misiniz?'' dediler.
Çok güldüm...
Neyse hikaye bu değil. Bizim abiler ve çoğunu tanımadığım ablalar çalışmış konser vermişler
Bir şeyler oldu, sınav sebebi ile tam konsantre olamadım
Ancak bugün hastanenin web sayfası 3. gözümü açtı ve olayın vehametine vakıf oldum.
Abiler baya coşmuş, bana niye çaktırmadıkları belli MONŞERLERİN:)


Buradan sesleniyorum MO abi, OB abi değer miydi?
 yıllarca gizlediğiniz TRT sanatçısı olup, il il, konser konser gezme hayalinizi gerçekleştirme tutkunuza yenik düşmeye değer miydi?
Hiç mi düşünmediniz Santa bunu duyar, resimleri ele geçirir...
Şimdi videosu varsa bulmam lazım
Kapanan gözler, iliklenip ön düğme çıkılan sahnede kırılan gerdanları, sözler ve içerikleri ile uyumlu olarak isyan dolu kafa sallamalar


dn: her ikisini de tebrik ediyorum. kaçırdığım için çok üzgünüm.

25 Haziran 2010 Cuma

Limonata

İki gündür aklıma geldikçe düğünde halay çeken limon-adam çok gülüyorum
Hayır çok komik değil de reklam bitti sanıp ekranda limonta şişeleri yok olduktan sonra 2-3 saniye kendi kendine bir figürler falan yapıyor salak yaratık
O an beni bitiriyor, hepimiz biliriz: Hani böyle çok keyifli olursunuz da sanki o an yaptığınız şey çok mantıklı gelir, ama aslında şöyle bir çıkıp bakabilseniz dışardan komiksinizdir...Ve bu olay genelde düğünlerde, konserlerde olur
İmrenme gülüşü aslen...
Benimki kınama değil aman yanlış anlaşılmasın, çok imreniyorum o kişileri seyrederken.



Bu sınav işi beni yordu, sınav geçse de kafam rahat etse diyordum ama şimdi daha zor. 10 gün içerisinde açıklanması lazım, çünkü pozisyon alamamak beni geriyor. Olumsuz olması halinde sınavın tayin istemem lazım, çünkü İstanbul'dan her yere gitme hakkım var, öbür türlü C. ye tabi olursak işimiz çok zor hele bu sıralara ortam iyice gerildi
Tabi bu gerginlik yol, su, elektrik olarak iş yerine yansımakta, bugün ayın son cuması yani aylık eğitim günü. Pençelerim dışarda 2 nörodol + 2 largactili az gelmiş mike tyson gibiydim maalesef. Eminim bebeler bu halimi özlememiştir, aslında ben de özlememişim...



Bu hafta hava bir garip gitti, güneşli havaları sevmem ben
Bunun sebebi 18 yaşına kadar hayatım boyunca yetecek sıcağa maruz kalmış olmam olabilir
Hafta sonu yağacakmış, bir üzüldüm, bir üzüldüm ki anlatamam
Yazık tam mevsimi açık hava konserleri falan, zor olacak giden müzikseverlere
Eeee gülü seven dikenine katlanır da diyen çıkabilir, şiddetle kınıyorum bu söylemi





23 Haziran 2010 Çarşamba

Çok gürültülü bir gece

Gecenin bu saati hala uyku tutmadı
Bana neyse


Sağa sola yıldırım düşüp duruyor
Son ikisi çok yakındı
Üzüldüm
Neyse ki sınav bitti de kitap okumak pişman etmiyor
Gündüz sözünü verdiğim listeyi koyayım dedim
I will try anything once favorimdir bu listede, 2-3 tanesi de dediğim gibi earworm oldu


a. monkeys geceye özel ektir

22 Haziran 2010 Salı

Tırs, tırs, tırıss

Bugün boş gün.
Geçen ay üç asistanı uzman ettik, usüldendir yeni uzmanlara tayinleri çıkana kadar sırası ile uzman işleri devredilir ki biraz sorumluluk alsınlar!


Anlaşılacağı üzere bu işler nöbet, poliklinik, acil gibi hepimizin yapmaktan pek zevk aldığı işler...
Neyse uzatmayayım gider ayak öpme deniyor buna, hepimiz yanağımızda zamanında koyulan öpücük izlerini taşıdığımızdan vicdanen rahatız:)

Bugün ben de bir taze uzmanı öptüğüm için odamda işim gücüm yok oturmaktaydım, tam bir işi halledecektim ki bilgisayarda:

1. elektrik kesildi!!! burası bir hastane dersem daha açıklayıcı olur (bknz: ups)
2. elektrik geldi bilgisayarı açtım, bios sayfası geldi
3. onu da atlattım gök gürledi, yağmur başladı
4. havadır dedim, ne olacağı belli mi olur en başta yapacağım işi halledecek buton yok.

Mesela düşünün explorer da geri butonu var ya tepede bir önceki sayfaya götüren tam basacakken bi bakıyorsunuz artık yok öyle bir şey anlatmaya çalıştığım


Ben de tırstım ve iptal ettim yapacağım işi, bir sürü hayırlı habere gebe bir hayatım var benim aman aman
Bu arada flash program sorunu sebebi ile widgetlayamasam da bu ara inanılmaz derecede The Decemberists, Hoobastank ve The Strokes'a dadandım liste akşama

21 Haziran 2010 Pazartesi

Bir dam, bir yatak!

Ara verdiğimiz son şarkı serisine bu gün bu alemin aykırılıktan uzak! hatta ismi bu kelime ile aynı cümlede kullanılamıyacağından, adını zirk mi zikr mi zerk mi ne ondan etmiyeceğim sevdiğimiz bi kişinin seçimi ile devam ediyoruz..

İstanbul 17.05.2021

Radyo BBC' den anons geçilirken kahramanımızın telefonu çalar uzun uzun,

Ayağını uzatmış balkonda tatlı bahar havasında ulan eski yazlar ne güzeldi TRİBİ atarken en sevdiği ecnebi radyosunda duyduklarına inanamaz!

''Attention please!!'' der otoriter bir ses. (Buraları türkçeye çevirerek daha fazla kişinin anlayışına sunma kararı aldım, yazarın notu) Ki bu sırada dülülü dülülü telefon çalsa da umursamaz esas kişimiz nasıl olsa finansbank'tır diye.

Anons devam eder gizli tehdit tonlarını saklayamayan sesle; 
'' Bilindiği üzere dünyaya barış ve düzeni getirme amaçlı kurulan uluslararası birliğimiz günden güne amacına bir adım daha yaklaşmaktadır. bu sürece katkısı olacağına inandığımız fedakarlıklardan kaçınılamaz. Komitemiz 14.05.2021 tarihli toplantısında oybirliği ile müziğin yasaklanmasına karar vermiştir. Bu konuda ek açıklamalar yapılacak olup, ayrıntılı bilgiye www.whothefuckdowethinkweare.gov sitemizden erişilebilir.''

Duyduklarının şokunu üzerinden atamayan İ. (bundan sonra kendisine kısaca İ. diyeceğim y.n) bilinçsizce, halen çalan telefonuna bakar ''0.312.666'' Bu nasıl numara? Kim ki? bu diyerek açar ve telefonda az önce duyduğu anonstaki sesin dişisi:

''İ. hanım?''
''Menem'' der İ. aldığı azerice derslerinin etkisiyle!
'' Ben birlik İstanbul temsilciliği adına arıyorum, saat 15.00'te sizi Kadıköy'de boğanın oradan adamlarımız alacak, detayları sonra konuşuruz'' der olabildiğince bi gelme de gör mesajı dolu sesiyle ve  kapatır.

Gece geç bırakır eve resmi araç İ'yi. Eve çıkar, uzanır kanepesine ve düşünür, acaba doğru kararı mı verdim, bana ne mi deseydim, yok yanlış yaptım alın yasaklarınızı başınıza çalın...

Önce resmi bir araca bindirilmiş, sonrası güvenlik amacı ile gözleri bağlanarak bir yere götürülmüştür, ama o anlamıştır nerede olduğunu boğadan sonra yokuş aşağı inilmiş, önce sola dönülmüş, sonra az ileriden u çekilmiş sonra bir sağ bir sağ daha en sonda sol!!! burası olsa olsa alkımın arka sokağındaki katlı otopark olabilir demiştir içinden ve gurur duymuştur kendiyle nasıl bildim ama diye sanki bir işe yarayacakmış gibi!

Kendisine bu gizli karargahta olayın ayrıntıları anlatılmış ve verilen 1 saat sürede bir şarkı seçmesi istenmiştir.
''Neden ben'' der ürkek bir sesle, açıklama daha yetkili olduğunu düşündüğü kısa saçlı, hafif! kel, gözlüklü doktor kılıklı bir heriften gelir:

'' Türkleri seçtiler, seçtikleri son şarkıyla insanları müzikten nefret ettirme olasılığı istatistiki olarak en yüksek topluluk diye'' arkasından da patlatır Erol Taş kahkahasını ve devam eder zor duyulan pısır pısır sesiyle:

 '' Sen de bunun kura da çıkan yansıması, biz karşı çıktık daha uygun aday bulalım dedik ama alçak, hain olabiliriz ama sahtekar asla tc kimlik piyangosunda kime çıktıysa o olacak yanıtını aldık''

Seçer şarkısını hızlıca! Sanki bu anı bekliyormuş gibi, hatta görevliler bile şaşırır bu hızına!! ancak ses etmezler fazla mesaiden yırttıkları için.

19.05.2021

Aslında organizasyon gereği 18'inde olması gereken veda gençlik ve spor bayramı katılım fazla olur rezil olmayalım dünyaya diye yerel yönetimce 19'una alınır. Gençler şahane 19 Mayıs taytlarının içinde, muhteşem bir mayıs günüde ılık ılık esen rüzgar eşliğinde doldurmuştur meydanları, teyzeler zeytinyağlı dolmalarını yapmış, köfteciler aman kalabalık iyi satış olur diye 2 gündür durmadan kıyma yoğurmuştur. Dünyada ise durum yer yer farklılık göstermiş Küba'da paramiliter bir grup Lady Gaga tişörtleri içinde Forever Music yazmışlardır duvarlara makineli tüfekleriyle.

Saatler türkiye yerel saati ile 19.19 olduğunda tüm dünyada yaşlısı genci tüm halk stadyumlarda, gelemeyen, bakacak çocuğum, ocakta yemeğim var diyen evinde pencerelerde, televizyon başında...
Dost düşman sarmaş dolaş, sevgi dolu
Sağa sola hafif hafif sallana sallana tüm dünyada zaten şarkı başlamadan küçük küçük gruplar başlamış en sevdikleri şarkıları söylemeye ve,



I wanna love you and treat you right; 
I wanna love you every day and every night: 
We'll be together with a roof right over our heads; 
We'll share the shelter of my single bed; 
We'll share the same room, yeah! - for Jah provide the bread. 
Is this love - is this love - is this love - 
Is this love that I'm feelin'? 
Is this love - is this love - is this love - 
Is this love that I'm feelin'? 
I wanna know - wanna know - wanna know now! 
I got to know - got to know - got to know now! 

I-I-I-I-I-I-I-I-I - I'm willing and able, 
So I throw my cards on your table! 
I wanna love you - I wanna love and treat - love and treat you right; 
I wanna love you every day and every night: 
We'll be together, yeah! - with a roof right over our heads; 
We'll share the shelter, yeah, oh now! - of my single bed; 
We'll share the same room, yeah! - for Jah provide the bread. 

Is this love - is this love - is this love - 
Is this love that I'm feelin'? 
Is this love - is this love - is this love - 
Is this love that I'm feelin'? 
Wo-o-o-oah! Oh yes, I know; yes, I know - yes, I know now! 
Yes, I know; yes, I know - yes, I know now! 

I-I-I-I-I-I-I-I-I - I'm willing and able, 
So I throw my cards on your table! 
See: I wanna love ya, I wanna love and treat ya - 
love and treat ya right. 
I wanna love you every day and every night: 
We'll be together, with a roof right over our heads! 
We'll share the shelter of my single bed; 
We'll share the same room, yeah! Jah provide the bread. 
We'll share the shelter of my single bed


İ şarkısını yüz milyonlara dinletti o gece
Bir dam bir yatak gerisi boş sevgi olduktan sonra demenin huzuru içerisinde attı son çığlığını
''bu eşq mı''

TO BE OR NOT TO BE
 CONTINUED

O gece oradaydım ve aklımda tek şey kaldı. ''I'm willing and able!''

20 Haziran 2010 Pazar

I need a map



Kulaklıklarım bozuldu
Hem de en ihtiyacım olan dönemde

Ne zamandır zaten yeter ben artık bittim sinyallerini veriyordu
Biriciğim Sennheiser cx500'üm artık sadece soldan ses veriyor
O da cızırtılı, ne dediği belli değil
Sorunu tahmin ediyorum ve çözümü de biliyorum
Korktuğum da bu zaten
Ne zaman böyle düşünüp çözümü uygulasam dadammmm
Ses kısma butonunu kablo üzerindeki iptal etsem düzelecek bence ve bunun için kesip bağlamam lazım
Yani geri dönüşümsüz bir müdahale olacak
Aslında bir yandan da acaba tamir edemesem de ie8 mi alsam diyorum!


O kadar shoot the har, hurl the harman (ben uydurdum oldu) olamıyorum artık
Ne metaforik anlatım ama!
Neler düşünüp ne yazdım
Şaka gibi



Sonuç olarak bir haritaya ihtiyacım var
Böyle guide-line kılıklı bir şey

Dün

Dün genelde yapamadığım şeyi yaptım ve sözümü tutup festivale gittim Son anda bir şey çıkar diyordum ama C. nin mızırdamaları dışında bir sorun çıkmadı, o da gitme değil de nasıl döneceksin serzenişleriydi! Yakın tanıyan bilir bende gitme değil de geri dönebilme sorunu var!

Dün saat 16.30 da düştüm yola, vapur-dolmuş-servis= 18.00'de vardım alana. Ve Beyaz oğlanlar çıktı. Bence çok çok iyilerdi. Hatta belki diğer gruplara göre kendime daha yakın hissettiğimden en iyi onlardı gibi geldi, hatta acaba dedim bu saatte fişerspun çıksaydı, arkasından groove asıl grup olarak da WBA. Ortama baktım sanki tutmazdı.

Sahnenin sağında kimseye ilişmediğim şahane bir taş üstü buldum ve çömdüm:), saat 9'a kadar bendeki keyif paşada yok. Önüm sağım solum ardım boş. Sonra kabus başladı Groove'la beraber o saate kadar nerede olduklarını anlayamadığım bi SÜRÜ insan doluştu vahama,

Kardeşim öyle izin almak da yok dürte dürte yalnız gördüler ittiler köşeye, neyse adaptasyon skill, magnifisent bir insan olarak bir taş daha buldum, ama bir yandan da kaçış planı yapıyorum, ben bu groove u sevmem ki, hem şimdi i see you beybi şekin your ess'te bu güruh gaza gelirse maksimus gluteal darbelerle tellere yapışacağım kesin. 10 dakika geçmedi birisi ''babacan ablanın bacağı sakatlandı da sen kalkıp bi yer versen'' dedi, baktım kızın dizi sarılı tabi dedim kalktım, çocuk taşa oturttu kızı sonra kendi de yanına oturdu öpüşmeye başladılar!!! Mekan sahibiyim tabi koydu biraz ama ben hafiften yollanayım dedim ve 10.30 da alanı terk etme çabalarıma başladım, Manowar geldi aklıma stand and fight! live by your heart... 

Kalp gözümü açtım ve çıkışı aramaya başladım, bana mı öyle geldi bilemedim ama hayatımda bu kadar karanlık bir açık hava konseri görmedim, kalp gözüm beni 30 dakikada 2 ciddi dayak tehlikesi sonrası çıkışa ulaştırdı. Ben bir de heart-eye modunda yerdeki titreşimleri de hissetmek için bacakları da ayırıp paytak style'a döndüğüm için false-positive alkollü imajı veriyorum, iyice işim zorlaştı. Buradan organizasyona bayılanlara!!! duyurulur ben organizasyona organizasyon demem çıkış rahat olmadıkça. Sahnenin sağ yanı telle kapalı tek çıkış sol, katetmem gereken yolda 10000 groove neferi are shakin their ass!

Ortaokul tarih derslerinden aklımda kalan osmanlı patentli hilal manevrası ile kalabalığı üzerime çekip sol arkaya yöneldim ve kalabalığı yarıp ağır zahiyat vermektense etrafını dolaştım. Bitti sanma asıl macera şimdi başlıyor, alandan çıkınca servis sahasını bulamadım ve groovun neferlerinden yeni kurtulmuş bünye kendisini fatihin aslanlarının ortasında buldu, abi bilekliği versene, 10 kişiler! haa bu mu al da bu çıkmaz ki kesmek lazım!! (eşşeğin aklına karpuz kabuğu, ertesi gün manşet '' bileklik için bilek kestiler'')

İsminin daha sonra Osman olduğunu öğrendiğim genç yok abi biz kesmeden alırız dedi ve başladı asılmaya bilekliğe yalvarıyorum içimden 10 cm lik plastiğe direnme koyver, çık hadi, ıghhh direndi, vermedi kendini beleşçi, apaçi eyüp gençliğine. Kolum çok acıdı gençler dedim, abi tam çıkaracaktık az sabır dediler sonra ottoman oğlu Osman atalarından gelen iç sesle mazluma bir de sen vurma tripleri takındı ve beni salıverdi.

Burdan sonrası kişisel rutinim iki park babası ile kaval kemiği savaşı (tarihe kaval'ül baba muharebesi olarak geçsin) ve bir serviste dolu koltuğa yani kucağa oturma ritüeli ile tamamlandı:)

Durum budur, sonuç olarak konserle ilgili eklemek istediğim:

1. Erlend gerçekten rahatlıklar krallığına sahip insan, sahne sonrası resim çektirmeye aşağı sahne sağ tarafına kuytuya geldi, hi!'laştık yakından aynı çok sevdiğim bir film karakteri olan Napoleon Dynamite'a benziyor. Bir de konserde irish'lere neden hemşehri muamelesi çekti onu anlayamadım. Norveç seninle gurur duyuyor, bu adam ükesinde önemli işler yapıyor (bknz: sanatçı duyarlılığı)



2. Fischerspooner'a elince sahne şovları bir defa da olsa canlı seyredilmeli. Şovları biraz Levent Kırca parodileri gibi geldi bana. Ben artist'im pop star değilim, bak her şovum the origınıl göze soka soka! İki cümle aklıma takıldı biri chinese is the good japanese one yani caponun iyisine çinli denir gibi abuk bi tespit aklınca partnerine yalakalık yapıyor bizzat çin insanını tecrübe etmiş biri olarak hadi lan demekten başka çare yok (honkong sosyetesi vs kowloon amelesi, al birini vur ötekine) bir diğeri gereksiz yerde mükerrer belirttiği odama gelin bak size neler yapacam, huuu turkish prostitutes...., karşılık olarak da heyyyyyyyy, hiyuuuuuuu sesleri yükseldi sahne önünden. Unutmadan bu yabancı gruplar sahnede konuşurken sanırım ülkemizde simultane tercüme şart, ingilizce eğitimi listening bazlı değil speaking bazlı o da ''yeee yeeee, ok, yeeee'' şeklinde olduğu için sorun yaşanıyor. Adam sırtta gezmek istiyorum diye yalvarıyor, artist ya! bizimkiler hadi de get lan sahnene geri modunda, komikti. Bu arada şunu paylaşmak isterim yurdum insanı hiçbir yabancıya kolay kolay no! demez, çünkü korkar arkasından gelecek why? sorusundan bu sebeple ok!, yeee yeee ok! Bir ara da emerge vasıtasıyla ben sizin babanızım moduna girdi ufff herife amma gıcık olmuşum ha, hayalini bile kurdum itiraf erlend bi koyuyo buna 


3. Groove için pek birşey kalmadı yazacak dedim ya terk stresindeydim. Bateristlerini sevdim o kadar bendeki yeri.


17 Haziran 2010 Perşembe

Rocker

Akşam şans eseri diji diji diji de The Rocker'ı izledim.
Baya eğlendim,
Aslan Fish kaplan Fish diyelim, seyretmeyenlere tavsiye edeyim.

Ayyy çok klişe diyenlere sensin klişe diyelim kibarca
Filmde bir Aberkrombi esprisi var ki çok güldüm aklıma Stifler geldi

Hafta sonu festivale bir gün izin çıktı
Dinlemek istediğim 2 grup var biri cumartesi biri pazar
Keşke organizatörler ikisini cumartesiye alsa diğerleri pazar çıksa
AMİN!


15 Haziran 2010 Salı

Gözlerin ardında sevgi ve nefretten bir kolaj

Dün sinirlenip saydırdım birilerine
Şimdi ise üzüldüm
Sonuçta kimse bize beklediğimiz tepkileri verme zorunluluğunda değil
Kimseye bu yükü yükleme hakkına sahip değiliz, en azından ben kendi düşünce yapıma göre değilim
Bu hatayı çok ama çok sık yapıp, sonra pişman oluyorum
Dünkü resimdeki yumruğu kendime atıyorum, ve laflarımı geri alıyorum
Eyyy insanoğlu benden yana özgürsünüz,
Bu sebeple ister vurun kırın incitin,ister öpün başınıza koyun, hayat sizin,
Tabi ki istediğiniz gibi yaşayacaksınız
Varoluşunuzun sebebi beni, onu, şunu memnun, mutlu etmek mi ki!
Tabi ki hayır
Ama bu hacı yolunuzda
1. kendinize karşı dürüst olun ve triplere girmeyin
2. etrafınıza dürüst olun

Pek derin mevzulara girmeden kesiyim belki sonra bahsederim
For whom the bell tolls'sa

D. Wiggins Ethics... kitabını öneririm.



13 Haziran 2010 Pazar

@ postblue

4 gündür Ankara'daydım
Zorlu süreç en sonunda bitti
Şubat'ın 5'inden beri bekle bekle çalış 5 nisan'da yazılı geldi en sonunda sözlü sınav
Eeeee o da tam bana göre oldu. Tam 23 soru.


Hayatımda ilk defa bir sınavdan çıkarken kapıyı zor buldum
Hayır ona canım sıkılmadı da sınav çıkışı bir salaklık yaptım gene ve çıldırdım, ki hala çıldırmışlığım devam ediyor

On milyonuncu defa yemin ederim ki kimseye kibarlık yapmayacağım. 
Ve malesef itiraf etmem gerek en kalite adamlar da bizim meslekte en hödük oğlu hödükler de.


Artık yüküm gitti sırtımdan C'yle yer bakmaya başladık uzaklardan:)


Ne zamandır ihmal ettim, aslında bana hep konserde yaptıklarımı hatırlatığı için mi yoksa başka sebeplerden mi çalmıyordum bilmem ama 
Bir My Best of Placebo listesi çekti bu gece canım.


Bionic çok ama çok sevdiğim bir parça ve şu anki hissiyatlarıma tam oturdu veya oturttu!
3 şarkı daha var ama onları koyma dedi iç sesim
My contradictions my benedictions dım dım...



9 Haziran 2010 Çarşamba

To dream on



4 Haziran 2010 Cuma

Pembe



Pembe kırmızı'nın ayakkabılarını fırlatıp 

saçlarını saldığı zaman aldığı renktir.

Bej kadar kaygısız 

ama bej gibi sıkıcı ve donuk değil,

 kayıtsızlığında bambaşka bir eda var

Şu ara okuduğum bir kitaptan alıntıdır. 
Çok hoşuma gitti, kaydedeyim dedim.

Aslında kitap okurken not almak gibi kötü bir huyum var
Ama şimdiye kadar hiç geriye dönüp o notlara bakıp bişey anlayamadım
O an aklımda ne varsa abuk subuk kelimeler yazmışım
Örn: gugu guguk kelebek yanında da 3 yıldız
sayfayı tekrar okudum, evirdim çevirdim anlamlandıramadım


Bu sıralar çok dinlediğim i tunes' a göre aşağıdakiler çıktı
Diving with Andy bu ara favorim
Fransız lar ama onların günahı olmadığına kanaat getirdim
Elma şekeri fanatiğiler, sevmememe rağmen benim bile canım çekti



Morrisey'de I.B E.H ile sabah gazım oldu  bu hafta
The Strokes ve TLSP da Haziran başının favorileri
Bu sözleri sevdim bir de

I guess everybody's week must have been pretty rough
Cause everybody's drunk, loud and pissed off
I know you hate to be impressed with someone else (other than yourself)
But you know trying to hold back on being an a*sh*le helps



Yarın İzmir'e gidiyorum, ilk gittiğimde çok eğlenmiştim
Sürreal değil überreal bir fal deneyimi
Korkunç bir misafirhane ve içerdiği düğünü
Şahane bir E.Z. alışverişi
vs vs
Sonra aynı tadı vermedi hiç
Umarım bu sefer değişir



1 Haziran 2010 Salı

Haince oyunlar bunlar yapma...

Bugün misafirim BarBar


Kendisi ilgi alanına giren yaş grubunu değiştirip 
İspanyolca, bol kalça hareketini beraberinde getiren müziklere ilgi duymaya başlamadan önce
 en takdir ettiğim müzikseverlerden biriydi
Bu süreçte ben şarkı istediğimde ikinci en uzun süre isteyen 
offf aman vay amann seçemiyorum az bekle kişisi oldu


Eeee seçe seçe ne mi seçti
Kendileri o akşam bekleşenlerin ''a...a s....a'yı'' seçti!!!
Ne hain bir oyundur bu demeyi, şaka değil mi? böyle bir olay olmayacak demeyi belki de...


Bunu istemedi kendisi
İlle de gelecek HİM söyleyecek dedi
Peki kızma birader


Chris İsaak'a gıcık olmam münasebeti ile (amma huysuzum!)
Bu seçimi ben de sevdim aslında
Aslında konsepte oldukça uygun bazı söz öbekleri içermekte parçamız


dünya ateşler içindeydi, kimse kurtaramazdı beni sen hariç

tuhaf, şehvetin insanlara yaptıracağı budalalıklar

hiç hayal etmemiştim senin gibi birisini tanıyacağımı

hayal bile edemezdim senin gibi birisini kaybedeceğimi

yok yok, ben aşık olamam
mantığın sesi fondan gelir ki bu bölümü o gün toplanan musikiseverler bir ağızdan söyleseler fena olmaz

hep kalbin kırılacak burada


sakın sakın, ben aşık olamam

sana

Oynamak için amma hain bir oyun

bu şekilde hissetmemi sağlaması falan

Yapılmayacak kadar kötü bir şey

izin vermen bana 
senin hayallerini kurmam için

Söylemesi bile amma berbat bir şey fakat,

sen asla benim hissettiklerimi hissetmedin

yaptığın ne kadar kötü bir şey

yani bana hayaller kurdurman
 
ıghhhh olmaz ben aşık olamam

hayır aşık olmak istemiyorum

sana

şimdi tamam aşka hazırım!!!

seninle

fakat hiçkimse sevmiyor ki kimseyi

Modifiye çevirim budur, hoşuna gitmeyen kendi sevdiği gibi dinler
Ama eğer bir gün gerçekten müzik dinlemem engellenirse ve kimse buna isyan etmezse 
o zaman artık benim için
nobody loves no one'dır 

Ben bu halini daha çok seviyorum daha önce demiştim
Ama burada mı orada mı şurada mı hatırlayamadım


BarBar the barbaryanın da isteği kaydedildi distopik öykümüze
Kendisinden daha çok Bebe'den como lo olivos beklediğimi ama beni şaşırttığını tekrar dipnot olarak ekleyeyim